Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Neden Teist, Deist veya Agnostik değilim (3)

  Bugün kapatıyorum. Büyük final ile karşınızdayım ve yine başlarken önden bilgiler vermek istiyorum. Sevgili güzel okuyucular ben herhangi bir ünvanı olan birisi değilim. Ama illa bir ünvan biçecek olsam kendime, medeniyet ve bilim tarikatı müridi sanırım güzel bir ünvan olurdu. Benim için bu hayatta en büyük öncelik medeni bir topluma ulaşmaktır. Bu topluma ulaşımı sağlayacak olan yegane araç da bana göre bilimdir. Kesinlikle din ve din benzeri şeyler değildir. Ayrıca bu üç bölümlük yazı dizisinde fark etmiş olacaksınız soyut şeyleri ağırlıkta bırakarak yazmaya çalıştım. Neden böyle yaptım? Bilimden bahsediyorum fakat bu kadar önemli konularda bilimi biraz hafif bırakıyorum. Evet böyle yapıyorum çünkü aslında siz de fark edeceksiniz ki dinde bilime yer yoktur. Zaten dinlerin oluştuğu ortamda bilim diye bir şey de yoktu. Benim gözümde (inanıyorum ki çoğu kişinin de gözünde) bilim 19. yüzyılda başlamıştır. Bu başlangıcın da iki büyük mimarı vardır Einstein ve Karl Popper. Neden? Çünkü

Neden Teist, Deist veya Agnostik Değilim (2)

     Merhabalar. Bugün sizlere geçenlerde yazmayı başlatmış olduğum ve esasında neden inançsız olduğumu açıklama gayesi barındıran yazı dizimin ikinci bölümü ile karşınızdayım. Nasılsınız, iyisinizdir umarım. Yazıya başlamadan önce size bir tavsiyede bulunmak istiyorum. Başım ağrıdığında dinlediğim bir takım müzikler vardır. Sizlere de bu müziklerden önermek istiyorum. Hem ağrınızı geçirir hem de yazıyı okurken arka planda çalar, ben de zaten bu müziği dinleyerek yazıyor olacağım. ve bunu da  . Evet böyle güzel olacak sanırım. Bundan sonra yazarken aralara sıkıştırmayı düşünüyorum dinlediğim müzikleri eklemeyi. Neyse, keyifli okumalar bakalım.   Kaldığımız yerden devam ediyoruz ve Deizme geçiyoruz. Bazen geçmişe dönük notlar ve göndermelerde bulunabilirim. Ayrıca şunu da eklemeliyim ki geçen yazıda bazı teknik problemler oluşmuş bazı yerleri mesela büyük patlama teorisini kopyaladığım zaman, ve sorun devam etmiş. Bu yazıda hiçbir yerden direkt kopyalama yapmayacağım onun yerine sadece

Neden Teist, Deist veya Agnostik değilim? (1)

  Merhaba güzel insanlar, merhaba size bu yazıyı okumaya gelmiş meraklı, okumaya düşkün fikirlere açık sevgili dostlar. Nasılsınız? İyi misiniz? Size anlatmak istediğim bir takım şeyler var. Belki görmüşsünüzdür; Youtube içinde Efe Aydal, Diamond Thema, Din ve Mitoloji ve Sözler köşkü gibi kanallar var ve bu insanlar da kendi inançları doğrultusunda sizlere bilgilendirme yapıyorlar. Özellikle dine inanmayanlar yani Teist olmayanlarda gördüğüm neden Deist oldum gibi videolar yapmaları. Bilirsiniz... Fakat Sözler köşkü gibi veya diğer teist propaganda yapan kanallara baktığınızda hiçbir zaman onların Neden Müslüman oldum gibi bir video yaptıklarını göremezsiniz. İronik değil mi? Bence öyle çünkü bu insanlar neden teist olduklarını siz onlara sorana kadar hiç düşünmemişlerdir inanın bana. Onlara doğuştan sabit diskten bilgi yüklenir gibi din yüklenmiştir. Aslında çoğumuz böyleyiz ben de böyleyim. Ben zamanında araştırıp okuyup ve öğrenip sorgulayarak akıl ve vicdan muhasebesinden geçirdik

Güneş Nasıl Yanıyor (!)

      Üzerinden biraz zaman geçen bir anım var ve bu anımdan yola çıkarak da sizlere din ve politakadan ayrıca ilişkilerden uzak daha bilimsel bir olaydan bahsetmek istiyorum. Evet. Konumuzda tam olarak güneşin “yanması” (!) ...     İlk önce siz değerli okuyucularımı merakta bırakmıyor ve yaşadığım o anımı anlatmak istiyorum.      Bir gün dershanede öğle arasında iken yemek yemek için burgerking’e gitmiştim. Sonrasında yemek siparişimi verdim sonra yemeğimi aldım ve üst kata çıkıp bir masaya oturdum.  Bu noktoda bir kamu spotu yapmak istiyorum izniniz ile. AVM gibi yerlerde veya burgerkin gibi yerlerde bazı kişiler yemek siparişini verdikten sonra oldukları yerlerde bekliyorlar. Eğer bunu okuyan evet sen de bunu yapıyorsan şunu bil ki yapmasan iyi olur çünkü arkanda sıra bekleyen kişilere engel oluyorsun. Siparişini verdikten sonra biraz uzaklaşıp yemeğinin hazırlanmasını bekleyebilirsin.  Evet kusura bakmadıysanız kaldığımız yerden devam edelim. Yemeğimi aldım masaya geçtim oturdum yi

Pinokyo’ya İnanmak

      Eskiden hep insanların kandırıldığını düşünürdüm. Güç sahipleri, zenginler, yönetenler gibi zümrelerin bulundukları konumları korumaları için bilinçli olarak, kasıtlı olarak insanları kandırdığını düşünüyordum. Ne zaman düşünüyordum peki bunu? Kendimin de kandırılmış olabileceğimi ilk defa fark ettiğim zamanlarda. Fakat bu da çok saf bir düşünce.         Biz insanlar olarak demek istiyorum fakat genelleme de yapmak istemiyorum. Çünkü birisi çıkıp hayır benim bi tanıdığımın amcasının bilmem nesi var o senin dediğin gibi değil diyebilir. Ondan sebep biz insanlar değil de onun yerine ben demeyi tercih edeceğim. Ben hep bazı şeylere saf saf inanıyorum, akan suya çok kolay kapılıyorum, kapılıyordum. Politik konularda, bilimsel konularda, tarihi konularda, sosyal konularda, ilişkilerde. Çünkü inanmak istiyorum. Çünkü inanmaya meyilli bir kişiliğim var. Güvenmeye fazla önem veriyorum. Güveniyorum da etrafımdaki insanlara, hem de koşulsuz olarak. Söyledikleri her şeyi hap gibi alıyorum y