Ana içeriğe atla

İlişki

  Siz ciddi misiniz? Eskiden sevmek aşk gibi şeyler vardı. Ama artık görüyorum ki sadece menfaat var. Ama beni üzen durumlar daha fazla. Çünkü bu dünyada iyi olmak veya iyi olmaya çalışmak hiçbir işe yaramıyor. En azından insanların, tanıdığım insanların %90 kadarıyla olan ilişkimde hep böyleydi. 

  İnsanlar sizin hep dışarıdan nasıl göründüğünüzle ilgileniyor. Eli yüzü düzgün olmak +1 mesela. Daha fazla puan kazanmanız için burnu güzel olmak sarı saçlı olmak ne bileyim renkli gözlü olmak gibi kıstaslar var bunlar sizin ilk defa göründüğünüz kişileri çok büyük olasılıkla etkilemenizin anahtarı. Bir de uzun boylu olmak da var. Kilonuz da iyi olmalı. Cılız sıska gözükmemelisiniz. Bulunduğunuz çağın estetik algısı neyse ki bu zaten bir sınırdır mesela 180 boyunda birisi için 70-80 kilo arası sportif bir vücut süperdir. 

  Dış görünüşten sonraysa sıra ne kadar boş yaptığınızla ilgilidir. Boş da demeyelim aslında. Siz yukarıda bahsettiğim puan sıralamasında belirli bir puanı aştıysanız zaten çoğu insan siz ne anlatırsanız dinleyecektir. Evet yani konuşmanız yeterlidir. Bazı insanlar da biraz daha fazla dikkatli özenli konuşmanızı bekleyebilir. Çok çok az insan ise gerçekten ne konuştuğunuza dikkat eder. Ne konuşuyorsunuz ve neyden konuşuyorsunuz. Çoğu şeyi bilmek günlük hayatta hiçbir işe yaramaz çünkü insan ilişkileri genelde çok sığ ve günlüktür. Ayrıca şekilcidir ve yalancıdır. 

  Eskiden daha iyiydi demiyorum. Benim zamanında şöyleydi böyleydi demekten de nefret ederim. Hatta ben hep buna benzer bir geleceğin hayalini kurmuştum, ama hayalini kurduğum gelecek de bu değildi be. Bu değildi. Bu kadar sığ, bu kadar boş değildi. Her şeyin instagram da aldığın like ile ölçüldüğü dış görünüşüne, cüzdanına göre yargılandığın bir gelecek hayal etmemiştim. Sürekli birileriyle birlikte olmaya çalışan ve açık giyinmeyi özgürlük modernlik sanan insanların olacağını. Aslında pek bir şey hayal de etmemiştim ama güzel şeylere inanırdım. Cennete gibi şeylere. Ama cennet falan yok. İnan bana. Sadece cehennem var. Ve insanın olduğu her lanet yer cehennem. 

  Ben size bana göre modern olmayı anlatayım mı? Bence modernlik kültürlü olmaktır. Tartışmayı bilmektir. Küfürleri noktolama işareti olarak kullanmamaktır. Sigara içmemektir. İçiyorsa bile kendine içmektir, saygısızca ve düşüncesizce içmek değildir. İstediğin gibi giyinmektir, güzel ve sana yakışanı giyinmektir, modanın veya sosyal çevrenin dayattığı değil. Dış görünüşe önem vermektir ama hayatın merkezine almamaktır. Estetiğe önem vermektir ama bilinçli olarak. Değiştiremeyeceğin şeylerin farkında olmaktır. Birçok şeyin farkında olmaktır hatta. Bilinçli olmaktır. Fanatik olmamaktır, futboldu, siyasetti ve dindi. Bunların peşine körü körüne takılıp gitmemektir. Düşünmektir, her an olmasa bile yapabileceğin her an düşünmektir. Bir şeyi, şeyleri düşünmektir. Saygıdır. Duyulabilecek tüm şeylere karşı saygı. Ve sevgidir. Özgür olmaktır ama başkalarının özgürlüğünü kısıtlamaktır. Bilimdir, bilimsel gelişmeye önem vermektir. Kafanın alamadığı şeyleri sırf öyle diye reddetmemektir. Anlayamıyorum, bilmiyorum diyebilmektir. Evet bilmiyorum demektir. Ama en güzeli özür dilemektir. Hata yaptığını kabul etmektir. 

  Böyle sanırım. Şimdi söyleyin cennete miyiz yoksa cehennemde mi? Aslında nerdeyiz biliyor musunuz? Dünyadayız. Buraya bu yüzden dünya demişler. Ne cennet ne cehennem. Büyük çoğunluğu cehennem, ama cennet gibi yerleri de var. Ama güzel olan ve umut veren eğer istersek bir gün çoğu yeri cennet yapabilecek olmamız. Tabii o sınırı aşmaz isek. Geri dönüş yolunu hep bırakırsak. Ancak öyle olur. Aksi halde yok olmuş bir dünyadaki bir zamanlar olmuş olan insanlar olacağız. Bir zamanlar. İyilik boş. En azımdan yüksek paydalı iyilik. En iyisi bunu iyi ayarlamak. En yakınlarınıza %90 en uzaklarınıza %50 iyi olmak sanırım. Bilmiyorum. Ama sen bir şeyler biliyorsun. Katkı yapmak istersen yorum yapabilirsin. Güzek olur. İyi olur hoj olur. Okudupun için teşekkür ederim. Görüşürüz. Eğer interneti kapatırlarsa yasaklarsa falan da ne bileyim kitap oku spor falan yap kendine iyi bak. Belki bir ara yasakları da konuşuruz. Hatta konuşalım.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Eski Olması Bir Filmi İzlenmez Kılar mı?

    Geçenlerde bir arkadaşıma bir film önerdim. Muhtemelen izlemişsinizdir. Filmin adı Forrest Gump. Ben normalde bu filmi 1998 yapımı sanıyordum. Meğersem film 1994 yapımıymış. Her neyse arada sadece 4 yılcık var ne olacak diyebilirsiniz ve haklısınız size katılıyorum. Sonuçta ikiside eski filmler.    Peki önerimin sonrasında ne oldu? Filmin yapım yılını gördü ve 1994 mü sg dedi bana. Ben de sen filmden ne anlarsın kültürsüz yaratık gibi bir söz söyledim ona. Elbette arkadaşımın böyle bir tepki vermesini anlıyorum aşırı derecede haksız sayılmaz. Çünkü bir noktada ben de eski filmlere böyle ön yargılıydım, sonra bir noktada kırdım bu ön yargıyı.     Starwars sever misiniz? Hiç duydunuz veya izlediniz mi? Starwars güzeldir. Tavsiye ederim. Yüzüklerin efendisi gibi iyi ve kötünün mücadelesini işleyen etkili bir şekilde izleyen nadir filmlerdendir diyebilirim. Ben de çoğu insan gibi eski filmlere karşı ön yargılıyken (elbette 99 yapımı- 98 yapımı filmleri izlemişliğim vardı) bir gün evde

Patates Kızartmaları ve Mutluluk

   Merhaba. Size kısa bir yazıda son zamanlarda yaşadığım ve beni mutlu eden bazı şeyleri anlatmak istiyorum. Bu yazı uzaktan bakınca size belki biraz şükürcü gelebilir ama kesinlikle öyle değil. Sadece birkaç yaşanan durum ve bu durumlar karşısında hissettiklerimi paylaşmak istiyorum.     Hani söylenegelen bir şey, bir soru var ya; mutluluk nedir? Ne olsa sizi mutlu ederdi? Hiç düşünüyor musunuz bunu? Bilmiyorum. Ben de çok fazla düşünmüyorum aslında. Yalnızca mutlu olduğumda hatırlıyorum bunu. Peki nasıl mutlu olduğumu öğrenmek ister misiniz?    Belki size anlamsız gelecek bunlar. Ama lütfen sadece bir an olsun beni anlamaya çalışın. Ben patates kızartmasını çok severim biliyor musunuz. Ama öyle gelişi güzel kızartmalardan bahsetmiyorum. Böyle şekli güzel olan, güzel kızarmış ve en önemlisi de sıcak olmalı. Sıcak olmayınca sevmiyorum. Belki siz de böylesinizdir. Peki toplu bir yaşam alanında yaşıyorsanız neler olur? Yemekler pek güzel olmaz genelde. Patatesler soğuktur, birbirine yap

Unutmak İstiyorum

    Keşke bir tuş olsa. Rengi önemli değil; size hangisi hoş geliyorsa o olabilir. Kırmızı mesela. Genelde filmlerde tuşlar kırmızı renkli oluyor. Gerçi gerçekte de kırmızı renkli oluyorlar. Neyse işte. Bir tuş olsun demiştik ama bu tuş gerçekte değil zihnimizde olsun? Evet evet zihnimizde. Böyle gidip elinizle ulaşabileceğiniz bir noktada değil. Bu bir şans olsa, o tuşa uzanıp bastığınızda bazı durumlar gerçek olsa yapar mıydınız?     Tabi olabilecek durumlar tamamen gerçekçi, mesela o tuşa bastığınızda geçmişe gidemiyorsunuz, yalnızca ileriye dönük olaylar olabiliyor. Mesela hafızanızdan bazı olayları silme şansı veriliyor size. Kötü, veya gereksiz, ya lanet olsun keşke yaşanmasaydı dediğimiz türden olaylar, unutmak istiyorum dediğimiz olaylar? Ne dersiniz? Keşke olsa ama olmayacak.   Yaşım ilerledikçe keşke unutsam dediğim olayların sayısı artıyor. Sizin de artacak. illa kötü yönde değil. İyi yönde de. Keşke okuduğum veya izlediğim bir filmi unutsam da tekrar izlesem ve aynı duygula