Tanrı eğer her şeyi biliyorsa bu bilginin hep bizim ile olan kısmına değinmiştim fakat bundan daha ilginç olan bir şey karşıma çıktı eğer her şeyi biliyorsa kendi yapacağı her şeyi de biliyordur. O zaman kendi yapacağı şeyleri önceden biliyorsa kendi yapacağı şeyler demek ki önceden belirlidir. O halde tanrının da kaderi vardır. Ve özgür iradesi yoktur. Kendisi de bir kukladır. Sadece ipleri görebilen bir kukla olur. Bu yaklaşım zamandan bağımsız olma argümanı ile çürütlemez çünkü bir varlık zamandan bağımsız olamaz aslında. Neden olamaz çünkü bu evrenle ilişkisi vardır.
Bir şeyi yapacaksa eğer mesela bir peygamberine vahiy gönderecekse ilk önce onun doğduğu zamanı beklemesi gerekir. Zaman konusu çok karmaşık. Tartışması zevkli ve beyin zorlayıcı. Daha fazla insanla bu konuyu konuşmak ve tartışmak isterim.
Peki zamandan bağımsız bir varlık zamanı nasıl algılar? Tüm zamanları aynı anda algılaması gerekir muhtemelen. Bu da her şeyin bilinmesi gibi bir kavrama götürür bizi. Eğer tanrı “tanrısal gözünü” kapatır ve geleceği görmemeyi seçerse kendisi geleceği kimin cehenneme veya cennete gideceğini bilmiyordur. Fakat bu durumda klasik her şeyi bilmiyor olma durumu ortaya çıkar. Eğer her şeyi bilmiyorsa bize her şeyi biliyorum diye yalan söylüyordur. Ayrıca bu onun yaratımını da etkiler. Zamanları bir anda yaratmış olması gerekir. Zamanı her an yaratıyor mudur yoksa sadece ilk anı yaratmış ve ilerlemesine izin mi vermiştir? Yani domino taşlarını dizmiş ve sadece ilk hareketi başlatmış mıdır. Yine son taşın nereye düşeceğini bilir.
Bir varlığın her şeyi bilip dürüst olması mümkün değil kısaca. Çünkü ya herşeyi bilmiyor ya da her şeyi bildiği halde bize sahte umutlar aşılıyor. Aklımda similasyon ile alakalı güzel düşünceler şekilleniyor onunla alakalı da bir yazı yazacağım. Onun hakkında burada bir kısa yazı yazayım. Matematik matematiksel kanunlar ve bu kanunların carlığından yaptığım çıkarımlar sonucunda vardığım bir similasyon teorisi var. Takipte kalın!
Yorumlar
Yorum Gönder