Ana içeriğe atla

Kamerayı Geliştirenlerin Sigaradan Esinlenmesi Fikri


     Sanat nedir? Ne değildir? Sanatsal aletler baraj kapağı açıldığında gelen sel gibi topluma salınırsa ne olur. Evet o olur doğru tahmin.

     Okulda hepimiz ilk model fotoğraf makinelerini gördük kitaplarda. Kocaman bir kutu, şemsiyeler, uzun süre hareketsiz bekleyen insanlar, şaps sesi bir örtü ve bir fotoğrafçı. O fotoğrafçı kimdir nedir necidir tinerci midir? Kim 40 kiloluk bi kutuyla sırtında dolaşıp herhangi bir konuyu fotoğraflar? Bu kişiyi motive eden nedir? Sanat ve aşk mı? Söylemesi çok kolay bu iki kelimenin tek başına bile çok fazla anlam taşırken beraber ne kadar anlam taşıyabileceğini sadece hayal etmeye çalışın. Sanata aşık olmak. Sonrada ınstagramı açıp tofaşın üzerine oturmuş bir organızmanın çektiği yamuk resme bakın. Sanırım kafanızda birşeyler oluştu. Bir zamanlar 40 kiloluk olan ve bir sanat olan fotoğraf şu anda herkesin cebine girmiş durumda. Peki bunun nesi kötü? Çok fazla şeyi. Bir zamanlar sadece kızılderili şamanların tüttürdüğü sigaranın tüm dünyaya yayılıp her yıl içen içmeyen milyonlarca insanı zehirlemesi gibi fotoğrafında herkesin cebine girmesi sebebiyle her yıl milyonlarca kişi sanat zehirlenmesine mağruz kalıyor ve ben artık bu durumdan bıktım. Bir tarafta saatlerce bekleyip doğru açıyı parlaklığı ışığı renkleri duyguyu yakalamaya çalışan sanatçı kişi, diğer tarafta ise garip şekillere bürünmüş hiçbir anlam ve estetik kaygı duymadan arka plan yokmuş gibi davranan organizmalar ve işin garip tarafı bu organizmaların bazılarının doğuştan, bazılarının ise sonradan boya yordamıyla güzel gözüküp başka hiçbir vasfı olmadığı halde muazzam beğeni toplaması. Acı olan ise artık bu durumun bir çığ gibi büyüyerek ve hiç durmadan devam etmesi. 

     Peki biz ne yapabiliriz bu durumda. Bundan sonra bir fotoğraf gördüğünüzde daha dikkatli bakın ve karalama ile fotoğrafı baktığınız zaman fark edin. Fotoğraf çeken kişiye maddi veya manevi destek olun. Gözlerinizin kanatılmaması adına ne kadar mutlu olduğunuzu ona söyleyin. Cebinizde bulunan aletin gücünün farkında olun ve ona göre hareket edin. Saçma sapan şeyler çekip sanal kirlilik oluşturmak yerine biraz olsun çabalayıp siz de bu sanata birşeyler katmaya çalışın. Karınca kararınca.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bilmemekception

Alışmışız. Neye alışmışız? Düz görmeye. Yüzeysel ve sığ görmeye alışmışız. Tıpkı sigara içmeye, şeker kullanmaya veya sabah kahvaltı yaparken haber izlemeye alışmak gibi. Bu alışkanlıkların bazılarından kurtulmak kolay bazılarından zor. Eğer yeterince yapmazsanız bu aktiviteleri yapmanın artık aklınıza gelmediğini fark edeceksiniz. Yüzeysel veya sığ görmekten kurtulmak ise neredeyse imkansız. Çünkü bu durumda olan bir insan hangi durumda olduğunu bilmiyordur. Bilmemek ne kadar kötüyse bilmediğini bilmemek, hatta bilmediğini bilmediğini bilmemek; bilmemekception durumunda olmadığımızın hiçbir kanıtı yok. Tanrı bile bilmediği bir şey olup olmadığını bilemez. Tanrının olup olmadığını bilmiyoruz fakat biz varız. Bizim durumuzu açıklayan çok sevdiğim bir alegori var. Hiç yağmur yağarken evinize yürüdünüz mü? Peki yere bakarak yürüdünüz mü? O şeye dikkat ettiniz mi? Evet su birikintisine. İşte sonraki sefer o su birikintisine daha dikkatli bakın. Çünkü o çok ilginç bir düşünceye sahip...

Saf İyilik İmkansızdır (1)

     Size bir iki süslü, bir iki de süsüz kelime kullanarak iyilik diye bir şeyin olmadığını olamayacağını, bunun imkansız olduğunu, olsa bile sanal olduğunu anlatacağım. Sanal derken demek istediğim insanları kapsamayan bir şey olması. İnsan dışında bir canlı veya cansız varlık iyilik yapabilir fakat bu sefer de o canlının veya cansızın yaptığı şeyin iyi veya kötü olmasını yine biz insanlar değerlendirdiğimiz için bize bağlı olan fakat bizim yapamadığımız bir kavramdan söz ediyorum.   Peki neden böyle düşünüyorum? Çünkü böyle düşünmem için geçerli sebeplerim var ve bunları size sıralayacağım ve düşünmenizi istiyorum; vermek istediğiniz mantıklı bir cevap varsa e-posta olarak veya yorum olarak yazın okumaktan memnun olurum.   Şimdi gelelim iyilik var mıdır? Elbette iyilik vardır. Zaten benim düşünceme göre bir şey yoksa o şeyden haberimiz olmaması gerekir. Ha böyle dediğim zaman hemen şap diye bana yapıştırın o zaman neden ateistsin o halde tanrı var senin düşün...

Okumama Hakkına Sahipsiniz (1)

   Stephen Hawking ünlü bir fizikçi. İllaki hepimiz bu adamı duyduk, “The theory of everything” filmini izledik, karadelikler hakkındaki kısa kitabını okuduk ve evrenin kısa tarihi kitabını da gördük mutlaka. Bilmiyorum Hawking diyince sizin aklınıza ne geliyor fakat bu adam beni iki önemli konuda çok etkilemişti. Birincisi şu (ki benim yazılarımı biraz okuduysanız zaman konusuna, kader konusuna takıntılı olduğumu biliyorsunuzdur) Gelecekten gelen zaman yolcuları hiç görmüyoruz. (en azından gerçekten gelenleri) çünkü daha herhangi bir zaman makinesini icat etmedik. Evet bu söz belki ona ait değildir ama ben ona ait olduğunu bir yerlerde okumuştum. Peki burda bize ne anlatmak istiyor? Biz zaman makinesi icat ettiğimizde aslında sıfır noktasını başlatmış olacağız. Bu bizim platformumuz olacak ve gelecekten, geçmişe gelinebilecek yeri zamansal ve mekansal olarak yapmış olacağız. Biraz fazla mı teorik kaçtı? O zaman izin verin şöyle bir alegoriyle açıklayayım. İhtiyacımız olan bir...