Ana içeriğe atla

Bir Fanus Birkaç Lira ve Bir Menekşe


     Merhaba bugün sizlere çok sevdiğim bir hobimden bahsetmek istiyorum işin güzel yanı bu hobiyi çok para harcayarakta hiç para harcamadan da yapabilirsiniz. Teraryum yazarak genel örneklerini google üzerinde bulabilirsiniz. 

     Hemen kendi kullandığım malzemeleri ekleyerek başlayalım.

                                               

 Bize fanus ve fanusa benzer kaplar lazım fakat evde duran boş pet şişeleri kullanarak da bu işlemi yapabilirsiniz hemen örnek vereyim


     Bu benim şuan bitirmediğim başka bir proje. Ana fikri anladığını umuyorum ve devam ediyorum. 
İkinci gerekli olan malzeme ise taş. Bildiğiniz sokaktan kumsaldan herhangi bir yerden bulabileceğin taş. Gördüğünüz gibi bende bulunmuşu var. Bu taşları fanusun en alt kısmına koyuyoruz çünkü suyun geri dönüşümüne ve temizliğine pozitif etkileri oluyor diye biliyorum yanlş biliyor da olabilirim. Taşların ortalama büyüklüğü bu şekilde olabilir daha büyük de olabilir.

      Sırada gerekli olan önemli iki şey ise çay, toprak ve yosun. Aynen bildiğimiz içtikten sonra kalan çay. Bu arada taşları mutlaka yıkayın çünkü doğadan aldığınızda istenmeyen organizmalara veya kimyasallara bulaşmış olma ihtimali var buda sizin içine koyduğunuz bitkilere zarar verebilir lets go.





    Şimdi burda birşey dikkatinizi çekmiştir eminim oda bunlar paketli. Evet ama aynı malzemeleri doğadan bulup ta yapabilirsiniz daha da güzel olur. Bu hediye tarzı birşey olduğu için ben paketli aldım ama tavsiyem doğadan bulun ki bulunmuşu var.


    Diğer önemli nokta küçük taşlar bunlar büyük taşların arasına girerek suyun temizlenmesine yardımcı oluyor.



     İsteğe bağlı dekorasyon malzemeleri. Bana kalsa bunları hiç eklemeyin doğallığı bozduğu için ama dediğim gibi hediye sayılabilcek bir proje hobi olduğu için bunları da ekledim.



     Sıradaki adım önceden sahip olduğunuz bir çiçeği saksısından çıkarın ve taşların üzerine koyun tabi buda isteğe bağlı. İsterseniz çiçek eklemeyebilirsiniz ki ben olsam eklemezdim çünkü yosunlara karşı özel bir ilgim var. Ben ful yemyeşil yosun bombardımanı yapmayı daha çok seviyorum. Tercih sizin.




     Diğer önemli kısım toprak ve çayı karıştırıp fanusa koymak tabiki ayrı koyup içinde de karışım hazırlayabilirsiniz. Ama dikkat etmeniz gerek kısım toprağı çok fazla bastırmayın neden çünkü toprak hava almaz ve sebebi neydiki diye gezer ortada. Ayrıca yosunların parçaları varsa bu kısımda toprağa ekleyin çünkü yosun yapı olarak çok fazla nem tutan bir bitki.




     Son olarak yosunları toprağın üzerine ekliyoruz. Ama yosunları da bastırmıyoruz toprağa. Zaten yosun toprağı tutmaz bu şekilde zaman ilerledikçe sizin su eklemeniz sayesinde yeni oluşan yosuncuklarla beraber toprağa bağlanır merak etmeyin ha hi.



     VEEEEE Dekorları ekleyip işin sonuna geliyoruz. Dediğim gibi bence bu dekorları kullanmak yerine denizden aldığınız (denize kenarında olmanın faydaları) deniz kabuklarını kullanabilirsiniz ama ben onları sevmiyorum temizliği çok zor içinde çok fazla zararlı bakteri barındırıyorlar. Veya etraftan toplayabileceğin ilginç taş ağaç kabuğu ot gibi çeşitlilik yaparak zenginleştirerek daha doğal ve dolu bir teraryum hazırlayabilirsin ben dediğim gibi(belki 100 kere) doğallıktan yanayım.

     Beğendiyseniz beğenip abo.. şaka tabiki. Ama yorum yapabilirsiniz ve yakın zamanda aktif hale getireceğim iletişim bölümünden bana e posta atarak fikirlerinizi eleştirilerinizi iletebilirsiniz hepsine açığım. Okuduğunuz için çok teşekkür ederim.

     Bir klasik haline getirdiğimiz sonsuza kadar müzik olma bölümü.

 (Reklama tıklayıp destek olabilirsin)

Bir gün senin görmen umudu ile..

 Reklamlı yoldan giderek müziğe ulaşın

Reklamsız Yoldan giderek müziğe ulaşın

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bilmemekception

Alışmışız. Neye alışmışız? Düz görmeye. Yüzeysel ve sığ görmeye alışmışız. Tıpkı sigara içmeye, şeker kullanmaya veya sabah kahvaltı yaparken haber izlemeye alışmak gibi. Bu alışkanlıkların bazılarından kurtulmak kolay bazılarından zor. Eğer yeterince yapmazsanız bu aktiviteleri yapmanın artık aklınıza gelmediğini fark edeceksiniz. Yüzeysel veya sığ görmekten kurtulmak ise neredeyse imkansız. Çünkü bu durumda olan bir insan hangi durumda olduğunu bilmiyordur. Bilmemek ne kadar kötüyse bilmediğini bilmemek, hatta bilmediğini bilmediğini bilmemek; bilmemekception durumunda olmadığımızın hiçbir kanıtı yok. Tanrı bile bilmediği bir şey olup olmadığını bilemez. Tanrının olup olmadığını bilmiyoruz fakat biz varız. Bizim durumuzu açıklayan çok sevdiğim bir alegori var. Hiç yağmur yağarken evinize yürüdünüz mü? Peki yere bakarak yürüdünüz mü? O şeye dikkat ettiniz mi? Evet su birikintisine. İşte sonraki sefer o su birikintisine daha dikkatli bakın. Çünkü o çok ilginç bir düşünceye sahip...

Saf İyilik İmkansızdır (1)

     Size bir iki süslü, bir iki de süsüz kelime kullanarak iyilik diye bir şeyin olmadığını olamayacağını, bunun imkansız olduğunu, olsa bile sanal olduğunu anlatacağım. Sanal derken demek istediğim insanları kapsamayan bir şey olması. İnsan dışında bir canlı veya cansız varlık iyilik yapabilir fakat bu sefer de o canlının veya cansızın yaptığı şeyin iyi veya kötü olmasını yine biz insanlar değerlendirdiğimiz için bize bağlı olan fakat bizim yapamadığımız bir kavramdan söz ediyorum.   Peki neden böyle düşünüyorum? Çünkü böyle düşünmem için geçerli sebeplerim var ve bunları size sıralayacağım ve düşünmenizi istiyorum; vermek istediğiniz mantıklı bir cevap varsa e-posta olarak veya yorum olarak yazın okumaktan memnun olurum.   Şimdi gelelim iyilik var mıdır? Elbette iyilik vardır. Zaten benim düşünceme göre bir şey yoksa o şeyden haberimiz olmaması gerekir. Ha böyle dediğim zaman hemen şap diye bana yapıştırın o zaman neden ateistsin o halde tanrı var senin düşün...

Okumama Hakkına Sahipsiniz (1)

   Stephen Hawking ünlü bir fizikçi. İllaki hepimiz bu adamı duyduk, “The theory of everything” filmini izledik, karadelikler hakkındaki kısa kitabını okuduk ve evrenin kısa tarihi kitabını da gördük mutlaka. Bilmiyorum Hawking diyince sizin aklınıza ne geliyor fakat bu adam beni iki önemli konuda çok etkilemişti. Birincisi şu (ki benim yazılarımı biraz okuduysanız zaman konusuna, kader konusuna takıntılı olduğumu biliyorsunuzdur) Gelecekten gelen zaman yolcuları hiç görmüyoruz. (en azından gerçekten gelenleri) çünkü daha herhangi bir zaman makinesini icat etmedik. Evet bu söz belki ona ait değildir ama ben ona ait olduğunu bir yerlerde okumuştum. Peki burda bize ne anlatmak istiyor? Biz zaman makinesi icat ettiğimizde aslında sıfır noktasını başlatmış olacağız. Bu bizim platformumuz olacak ve gelecekten, geçmişe gelinebilecek yeri zamansal ve mekansal olarak yapmış olacağız. Biraz fazla mı teorik kaçtı? O zaman izin verin şöyle bir alegoriyle açıklayayım. İhtiyacımız olan bir...