Ana içeriğe atla

Öğrenirsen İngilizceden Daha Fazla İşe Yarayacak Olan Yabancı Diller




     Hiç nasıl düşündüğünü düşündün mü? Düşünmek insan olarak yapabildiğimiz en önemli işlerden biridir belkide en önemlisi. Bu günlere düşünerek geldik bunu unutmayın. Peki insanlar olarak biz nasıl düşünürüz?

     Bildiğiniz konuştuğunuz dilin düşünmeniz ve akıl yürütmeniz üzerinde çok önemli bir etkisi vardır. Eğer farklı bir dil öğrenmeye başlarsanız ne demek istediğimi daha net anlarsınız. İnsanlar olarak biz eğer dilimiz elimizden alınsa var olamayız. Bunun ana sebebi iletişim kuramayıp organize olamamamızda değildir, ana sebep düşünemezdir. Bildiğiniz dil beyninizden alınırsa beyninizin nerdeyse büyük bir çoğunluğu alınmış gibi olur. Biraz kafanızda fikir oluştuysa makalemizin ana konusuna geliyorum. Eğer  istersen bu konu üzerinde de konuşuruz. Evet şimdi neymiş o diller diyorsun biliyorum ve uzatmadan başlıyorum.

programming language ile ilgili görsel sonucu 

     İlk sırada benim en çok değer verdiğim yazılım ve programlama dilleri ile başlıyorum. Etrafınıza bakın. Teknolojik olarak ne kadar geliştiğimizi görüyorsunuz biliyorum ama bu günlere gelmemize sebep olan yazılım dillerini ve muhtemelen nasıl olduğunu bilmiyorsunuz. 2. Dünya savaşında Almanlar çok gizli ve çözülemeyen bir iletişim yöntemi bulmuşlardı. Şifresi kırılamadığı için de müttefikler zor durumdaydı. Taki Alan Turing abimiz  bilgisyarı icat edip bu şifreyi kırması için bir program geliştirene kadar. Çoğu tarihçi bu gelişmeyi savaşı kazandıran etkenler arasına koyar. Evet belki şimdi işin önemini daha iyi anlatabilmişimdir. Günün birinde öğrendiğiniz bir programlama dili sayesinde savaş kazanabilirsiniz, iş bulabilirsiniz daha önemlisi hayatınıza yeni bir boyut kazandırıp çok daha üst düzey düşünüp yaşayabilirsiniz.

math ile ilgili görsel sonucu 

     İkinci sıramızda çoğunuzun uyanıkken kabus görme sebebi olan matematiği koyuyorum. Hemen atlamayın biraz yaklaşın çünkü matematiği daha önce hiç böyle bilmediniz. Belki şuan ben zaten matematik biliyorum veya ucundan köşesinden olaya dahilim diyen bir zavallısın. Evet kelimeyi doğru seçtim kelimenin tam anlamıyla zavallı.! Neden mi? Şuan matematik lisans bölümünde okuyan bir öğrenci olarak bunu rahatlıkla size söyleyebilirim ki nasıl okullarda ingilizce öğretilmediğinden dolayısıyla konuşulamadığından şikayetçiysek aynısı matematik için de geçerli. Matematik öğretilmiyor. Bize senelerce matematik adı altında gösterilen şey matematik değil. Matematik çok farklı bir dünya ve yabancı bir dil. Emin olun bu yabancı dili gerçekten öğrenmeye başladığınızda hayatınnız çok değişecek. Buna garanti veriyorum. Yukarıda bahsettiğim ve hayarn olmamanın elde olmadığı Alan Turing abimiz de bir matematikçiydi aynı zamanda bir bilgisayar bilimcisi nasıl hayran olunmaz? İşte size de tavsiyem ön yargılarınızdan ve sınav telaşınızdan arının ve gerçek matematiği öğrenmeye çalışın. Çok az bile öğrenseniz hayatınız değişecek inanın bana.

      joker ile ilgili görsel sonucu

     Neden bu kadar ciddisin? Palyaço gördüğümzde neden korkarız? Çünkü ifadesizlerdir. Mimiksizlerdir buda garip ve tehlikeli gelir. İşte üçüncü sıramıza da son olarak beden dilini koyuyorum. Çünkü beden dili size çok fazla şey söyler. İnsanları hiç konuşmadan okuyabilirsiniz konuşurken düşüncelerini ve hissettiklerini tahmin edebilirsiniz. Tehlikeyi daha önceden sezebilirsiniz. Aslında bilinçsizce beden dilini okuyorsunuz ve insanlar hakkında çıkarımlarda bulunnuyorsunuz, fikir ediniyorsunuz. Birde bunu bilinçli yaptığınızı düşünün.

    Evet yine yazının sonuna geliyoruz ve bir gelenek haline getirmeyi planladığım bu yazıyı okurken dinlediğim müziğe ulaşmak için kısmına giriyoruz. Bu arada siz yinede ingilizce öğrenin. Reklamlı kısımdan girerseniz 5 saniye bekleyerek bana katkıda bulunuabilirsiniz. Teşekkürler.

Reklamlı Link

Reklamsız Link

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bilmemekception

Alışmışız. Neye alışmışız? Düz görmeye. Yüzeysel ve sığ görmeye alışmışız. Tıpkı sigara içmeye, şeker kullanmaya veya sabah kahvaltı yaparken haber izlemeye alışmak gibi. Bu alışkanlıkların bazılarından kurtulmak kolay bazılarından zor. Eğer yeterince yapmazsanız bu aktiviteleri yapmanın artık aklınıza gelmediğini fark edeceksiniz. Yüzeysel veya sığ görmekten kurtulmak ise neredeyse imkansız. Çünkü bu durumda olan bir insan hangi durumda olduğunu bilmiyordur. Bilmemek ne kadar kötüyse bilmediğini bilmemek, hatta bilmediğini bilmediğini bilmemek; bilmemekception durumunda olmadığımızın hiçbir kanıtı yok. Tanrı bile bilmediği bir şey olup olmadığını bilemez. Tanrının olup olmadığını bilmiyoruz fakat biz varız. Bizim durumuzu açıklayan çok sevdiğim bir alegori var. Hiç yağmur yağarken evinize yürüdünüz mü? Peki yere bakarak yürüdünüz mü? O şeye dikkat ettiniz mi? Evet su birikintisine. İşte sonraki sefer o su birikintisine daha dikkatli bakın. Çünkü o çok ilginç bir düşünceye sahip...

Saf İyilik İmkansızdır (1)

     Size bir iki süslü, bir iki de süsüz kelime kullanarak iyilik diye bir şeyin olmadığını olamayacağını, bunun imkansız olduğunu, olsa bile sanal olduğunu anlatacağım. Sanal derken demek istediğim insanları kapsamayan bir şey olması. İnsan dışında bir canlı veya cansız varlık iyilik yapabilir fakat bu sefer de o canlının veya cansızın yaptığı şeyin iyi veya kötü olmasını yine biz insanlar değerlendirdiğimiz için bize bağlı olan fakat bizim yapamadığımız bir kavramdan söz ediyorum.   Peki neden böyle düşünüyorum? Çünkü böyle düşünmem için geçerli sebeplerim var ve bunları size sıralayacağım ve düşünmenizi istiyorum; vermek istediğiniz mantıklı bir cevap varsa e-posta olarak veya yorum olarak yazın okumaktan memnun olurum.   Şimdi gelelim iyilik var mıdır? Elbette iyilik vardır. Zaten benim düşünceme göre bir şey yoksa o şeyden haberimiz olmaması gerekir. Ha böyle dediğim zaman hemen şap diye bana yapıştırın o zaman neden ateistsin o halde tanrı var senin düşün...

Okumama Hakkına Sahipsiniz (1)

   Stephen Hawking ünlü bir fizikçi. İllaki hepimiz bu adamı duyduk, “The theory of everything” filmini izledik, karadelikler hakkındaki kısa kitabını okuduk ve evrenin kısa tarihi kitabını da gördük mutlaka. Bilmiyorum Hawking diyince sizin aklınıza ne geliyor fakat bu adam beni iki önemli konuda çok etkilemişti. Birincisi şu (ki benim yazılarımı biraz okuduysanız zaman konusuna, kader konusuna takıntılı olduğumu biliyorsunuzdur) Gelecekten gelen zaman yolcuları hiç görmüyoruz. (en azından gerçekten gelenleri) çünkü daha herhangi bir zaman makinesini icat etmedik. Evet bu söz belki ona ait değildir ama ben ona ait olduğunu bir yerlerde okumuştum. Peki burda bize ne anlatmak istiyor? Biz zaman makinesi icat ettiğimizde aslında sıfır noktasını başlatmış olacağız. Bu bizim platformumuz olacak ve gelecekten, geçmişe gelinebilecek yeri zamansal ve mekansal olarak yapmış olacağız. Biraz fazla mı teorik kaçtı? O zaman izin verin şöyle bir alegoriyle açıklayayım. İhtiyacımız olan bir...