Ana içeriğe atla

Daha İyi Bir Hikayenin Gerçek Kazananı



     İyi hikaye nedir? Bir hikaye nasıl iyi olabilir? Ne olursa bir hikaye iyi sayılır? Mantıklı düşünürseniz yeni süper kahraman filmlerinin aynı düzlemdeki farklı doğrular olduğunu farkedersiniz. Gerçekten!

     Bir kişi talihsiz bir olay yaşar. Annesi veya amcası öldürülür. Neden peki? Süper kahramanı sevebilmemiz için. Hiç çekinmeden empati yeteneğimizi suistimal ederler ve zorunlu olarak bize sevdirirler kahramanları. Kişinin kahraman olmak için geçerli sebepleri vardır. Birisini kaybetmiştir. Belki ailesini kaybedip kurukafalı bir çelik yelek takar, belki gezegeni yok olur ve pelerine ihtiyaç duyar. Başka bir kişide aslında buna benzer sebeplerle hatta bazen sadece film kötü adamı olmak için kahramanın yaşadığı bölgeyi, dünyayı, yeterince güce sahip olanları ise evrenin yarısını yok etmeye çalışır. Düzlem bellidir bir kahraman doğar, yola çıkar yolda anti kahraman doğar kapışırlar ve kahraman dünyayı kurtarır hikayeyi uyduran gişe yapar. Belki de milattan önce 12.000 lere dayanan bu hikayeyi dinlemekten hala sıkılmadık değil mi? Hiç sanmıyorum. Ama hazır olun. Size daha iyi bir hikaye anlatmaya geldim ve bu hikayenin kazananları yok kaybedenleri var. Bu hikayede kötü adam dünya. Gücün konuştuğu, insanların özgür iradeleriyle rahat bir vicdanla sessiz kaldığı, sadece bu güç için çığlıklar attığı, ilginç organlara kıl olduğu bir dünya. İnsanların ne kadar kolay değişebildiğini, doğru olmayana gocunmadan itaat edebildiğini sadece arada perde olmadan görebilenlerin anlayabileceği bir kötü adam bu.

     Bir kahraman bulmaya çalışıyorsunuz değil mi? Yok. Bu hikayenenin parmakla gösterebileceğimiz bir kahramanı yok. Bir yüzü, kokusu, bedeni yok. Öyle bir kahramandır ki o, asla ilerlemez, olduğu yerde pürüzleri törpüleyerek birikir. Çukurlara dolar. Onu herkes göremez. Sadece hak edenlere görünen bir denizdir o. Her türlü silah güç yeteneğin mevcut olduğu bir deniz hayal edin. Evet hayal edin. Eğer sizde o denizde yüzmek istiyorsanız hayal edin, ilk adım bu çünkü. Unutmayın ki bu denizi görebilmek kolay değildir. Size sadece gerçekleri vaat eder fazlasını değil. Bazıları bunu kaldıramaz ve boğulur yüzerken. Ama bir kere gören herkes girer o suya. Bu sudan aldığınız bir maske, takdığınız pelerin ve zırh asla kurşun geçirmez, yok edilemez. Sizi diri diri gömseler, var olan tüm kağıtları ve ağaçları yaksalar dahi kış geçip havalar ısındığında bir kaynaktan yine akar o su.

     Sığınacak bir tek fikirlerimiz var. Bu fikirlerimiz o kadar güçlü ki tanrıları bile yenik düştü. Ne denizlerin tanrısı Poseidon nede tanrıların babası Zeus kazanamdı bu savaşı. Hepsi silindi gitti hafızamızdan. Sahip olduğunuz gücün farkına varın ve şunu sakın unutmayın büyük güç büyük sorumluluk getirir ve bu öyle bir güçtür ki herhangi bir şey karşı koyamaz.

Okuduğun için teşekkür ederim. Destek olmak için ve bu makaleyi yazarken dinlediğim harika müziğe reklamlı yoldan 5 saniye bekleyerek veya reklamsız şekilde direkt ulaşabilirsin.

Reklamlı

Reklamsız
 
    

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Eski Olması Bir Filmi İzlenmez Kılar mı?

    Geçenlerde bir arkadaşıma bir film önerdim. Muhtemelen izlemişsinizdir. Filmin adı Forrest Gump. Ben normalde bu filmi 1998 yapımı sanıyordum. Meğersem film 1994 yapımıymış. Her neyse arada sadece 4 yılcık var ne olacak diyebilirsiniz ve haklısınız size katılıyorum. Sonuçta ikiside eski filmler.    Peki önerimin sonrasında ne oldu? Filmin yapım yılını gördü ve 1994 mü sg dedi bana. Ben de sen filmden ne anlarsın kültürsüz yaratık gibi bir söz söyledim ona. Elbette arkadaşımın böyle bir tepki vermesini anlıyorum aşırı derecede haksız sayılmaz. Çünkü bir noktada ben de eski filmlere böyle ön yargılıydım, sonra bir noktada kırdım bu ön yargıyı.     Starwars sever misiniz? Hiç duydunuz veya izlediniz mi? Starwars güzeldir. Tavsiye ederim. Yüzüklerin efendisi gibi iyi ve kötünün mücadelesini işleyen etkili bir şekilde izleyen nadir filmlerdendir diyebilirim. Ben de çoğu insan gibi eski filmlere karşı ön yargılıyken (elbette 99 yapımı- 98 yapımı filmleri izlemişliğim vardı) bir gün evde

Patates Kızartmaları ve Mutluluk

   Merhaba. Size kısa bir yazıda son zamanlarda yaşadığım ve beni mutlu eden bazı şeyleri anlatmak istiyorum. Bu yazı uzaktan bakınca size belki biraz şükürcü gelebilir ama kesinlikle öyle değil. Sadece birkaç yaşanan durum ve bu durumlar karşısında hissettiklerimi paylaşmak istiyorum.     Hani söylenegelen bir şey, bir soru var ya; mutluluk nedir? Ne olsa sizi mutlu ederdi? Hiç düşünüyor musunuz bunu? Bilmiyorum. Ben de çok fazla düşünmüyorum aslında. Yalnızca mutlu olduğumda hatırlıyorum bunu. Peki nasıl mutlu olduğumu öğrenmek ister misiniz?    Belki size anlamsız gelecek bunlar. Ama lütfen sadece bir an olsun beni anlamaya çalışın. Ben patates kızartmasını çok severim biliyor musunuz. Ama öyle gelişi güzel kızartmalardan bahsetmiyorum. Böyle şekli güzel olan, güzel kızarmış ve en önemlisi de sıcak olmalı. Sıcak olmayınca sevmiyorum. Belki siz de böylesinizdir. Peki toplu bir yaşam alanında yaşıyorsanız neler olur? Yemekler pek güzel olmaz genelde. Patatesler soğuktur, birbirine yap

Unutmak İstiyorum

    Keşke bir tuş olsa. Rengi önemli değil; size hangisi hoş geliyorsa o olabilir. Kırmızı mesela. Genelde filmlerde tuşlar kırmızı renkli oluyor. Gerçi gerçekte de kırmızı renkli oluyorlar. Neyse işte. Bir tuş olsun demiştik ama bu tuş gerçekte değil zihnimizde olsun? Evet evet zihnimizde. Böyle gidip elinizle ulaşabileceğiniz bir noktada değil. Bu bir şans olsa, o tuşa uzanıp bastığınızda bazı durumlar gerçek olsa yapar mıydınız?     Tabi olabilecek durumlar tamamen gerçekçi, mesela o tuşa bastığınızda geçmişe gidemiyorsunuz, yalnızca ileriye dönük olaylar olabiliyor. Mesela hafızanızdan bazı olayları silme şansı veriliyor size. Kötü, veya gereksiz, ya lanet olsun keşke yaşanmasaydı dediğimiz türden olaylar, unutmak istiyorum dediğimiz olaylar? Ne dersiniz? Keşke olsa ama olmayacak.   Yaşım ilerledikçe keşke unutsam dediğim olayların sayısı artıyor. Sizin de artacak. illa kötü yönde değil. İyi yönde de. Keşke okuduğum veya izlediğim bir filmi unutsam da tekrar izlesem ve aynı duygula