Ana içeriğe atla

Büyük Oyunu Gören Organizmaların Sahip Olduğu Felsefi Derinliğin Analizi


     Büyük oyunu gördünüzmü? Aynen şu Amerigada kurulan israilde planlanan andromedada düzenlenen pakistanda denen ve Türkiyede uygulanan büyük oyun.. Peki büyük oyundan daha ilginç olan ve aslında üzerine daha çok düşünülmesi gereken nedir.? Büyük oyunu gören çözen paylaşan yerli ve milli üretim sudoku şampiyonlarımız.

     Şu ana kadar geldiysen ve ne diyo lan bu değişik burdaki çelişki sayısı benim parmaklarımın sayısından daha fazla diye aklından geçirdiysen eğer tebrikler iyi bir matematikçi adayısın. Şimdi, dağılan konumuza tuzu ve karabiberi de ekleyip daha fazla karıştırıyorum ve başlıktada belirttiğim gibi analize başlıyorum. Bu oyun çözücü acaip donanımlara sahip abilerimizin günlük programı nasıldır sizce? Bu kadar gizli oyunları anlayabilen hakim olabilen ve bunları korkusuzca yayabilen özgürlük savaşçılarının bilmediğimiz yönlerinden neler öğrenebiliriz. Bu güne kadar bu kısıma hiç ulaşamadım. Seviye 7 lere akmadan daha derin olmadan sularda yüzüp belkide buzdağının görünen kısmında takılıp küresel ısınmanın bu buz dağlarındaki etkilerine bakalım isterseniz. Bu dağların bize anlattığı büyük komplolorun ortak özelliklerini incelemeye başlayalım. Öncelikle çok gizlidir. fantastiktir, çok gizlidir, çok az kişi bilir, muhtemelen ilk defa duyarsınız, muhtemelen kendisi de ilk defa uydurmuştur, kişinin derinliklerine balık çakmak isterseniz boynunuz kırılır çünkü suları çok sığdır, kendinden çok emindir, gündemle çok ilgilidir. Bu kısa listede sayılan özellikler olmayabilir ve kimyasal reaksiyonun işlendiği yıldızdaki elementlere göre farklılık gösterebilir. Bu insanlar gerçi belki kendilerine insan denmesinden haz etmiyorlardır, organizmalar ayrıca çok komik ve şakacı insanlardır. Çünkü suçladıkları yerler kendilerinin sahip olduğu gizli devlet sırları, cennete girme şifresi ve en önemlisi kokokolanın formülü yüzünden izlendiklerini idda ederler. İlginçtirki izlenmelerini sağladığını idda cihazları her saniye ceplerinde taşırlar. Bu bize yapılan bir şaka, bir espiri veya bir cesaret göstergesidir belki. Ayrıca daha da ilginç olanı bu organizmaların kalıcı belleği yoktur. Ram belleği vardır. Nedenini hala çözememiş olabilirsiniz ama benim bunun hakkında da düşüncelerim var. Belkide hatırlamak istemedikleri için sadece dolu ve küçük bir hafızayla dolaşırlar. Bu hafıza o kadar küçüktür ki sadece işletim sistemi yüklüdür. Diğer tüm düşünceler ramda saklıdır ve her gün her yeni başlatmada bunlar da sıfırlanır.  Çok uzadı çok sıkıldım ve belli bir noktaya bağlayamıyorum.. O yüzden bu yazıya sonuç kısmını yazmıyorum ve sonuç kısmını size bırakıyorum. Yarın görüşmek üzere. Gelen ilgi üzerine bu kahramanların analizini farklı boyutlarda tekrar irdeleyebiliriz.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bilmemekception

Alışmışız. Neye alışmışız? Düz görmeye. Yüzeysel ve sığ görmeye alışmışız. Tıpkı sigara içmeye, şeker kullanmaya veya sabah kahvaltı yaparken haber izlemeye alışmak gibi. Bu alışkanlıkların bazılarından kurtulmak kolay bazılarından zor. Eğer yeterince yapmazsanız bu aktiviteleri yapmanın artık aklınıza gelmediğini fark edeceksiniz. Yüzeysel veya sığ görmekten kurtulmak ise neredeyse imkansız. Çünkü bu durumda olan bir insan hangi durumda olduğunu bilmiyordur. Bilmemek ne kadar kötüyse bilmediğini bilmemek, hatta bilmediğini bilmediğini bilmemek; bilmemekception durumunda olmadığımızın hiçbir kanıtı yok. Tanrı bile bilmediği bir şey olup olmadığını bilemez. Tanrının olup olmadığını bilmiyoruz fakat biz varız. Bizim durumuzu açıklayan çok sevdiğim bir alegori var. Hiç yağmur yağarken evinize yürüdünüz mü? Peki yere bakarak yürüdünüz mü? O şeye dikkat ettiniz mi? Evet su birikintisine. İşte sonraki sefer o su birikintisine daha dikkatli bakın. Çünkü o çok ilginç bir düşünceye sahip...

Saf İyilik İmkansızdır (1)

     Size bir iki süslü, bir iki de süsüz kelime kullanarak iyilik diye bir şeyin olmadığını olamayacağını, bunun imkansız olduğunu, olsa bile sanal olduğunu anlatacağım. Sanal derken demek istediğim insanları kapsamayan bir şey olması. İnsan dışında bir canlı veya cansız varlık iyilik yapabilir fakat bu sefer de o canlının veya cansızın yaptığı şeyin iyi veya kötü olmasını yine biz insanlar değerlendirdiğimiz için bize bağlı olan fakat bizim yapamadığımız bir kavramdan söz ediyorum.   Peki neden böyle düşünüyorum? Çünkü böyle düşünmem için geçerli sebeplerim var ve bunları size sıralayacağım ve düşünmenizi istiyorum; vermek istediğiniz mantıklı bir cevap varsa e-posta olarak veya yorum olarak yazın okumaktan memnun olurum.   Şimdi gelelim iyilik var mıdır? Elbette iyilik vardır. Zaten benim düşünceme göre bir şey yoksa o şeyden haberimiz olmaması gerekir. Ha böyle dediğim zaman hemen şap diye bana yapıştırın o zaman neden ateistsin o halde tanrı var senin düşün...

Okumama Hakkına Sahipsiniz (1)

   Stephen Hawking ünlü bir fizikçi. İllaki hepimiz bu adamı duyduk, “The theory of everything” filmini izledik, karadelikler hakkındaki kısa kitabını okuduk ve evrenin kısa tarihi kitabını da gördük mutlaka. Bilmiyorum Hawking diyince sizin aklınıza ne geliyor fakat bu adam beni iki önemli konuda çok etkilemişti. Birincisi şu (ki benim yazılarımı biraz okuduysanız zaman konusuna, kader konusuna takıntılı olduğumu biliyorsunuzdur) Gelecekten gelen zaman yolcuları hiç görmüyoruz. (en azından gerçekten gelenleri) çünkü daha herhangi bir zaman makinesini icat etmedik. Evet bu söz belki ona ait değildir ama ben ona ait olduğunu bir yerlerde okumuştum. Peki burda bize ne anlatmak istiyor? Biz zaman makinesi icat ettiğimizde aslında sıfır noktasını başlatmış olacağız. Bu bizim platformumuz olacak ve gelecekten, geçmişe gelinebilecek yeri zamansal ve mekansal olarak yapmış olacağız. Biraz fazla mı teorik kaçtı? O zaman izin verin şöyle bir alegoriyle açıklayayım. İhtiyacımız olan bir...