Ana içeriğe atla

Direne Direne Kaybetmek Bize Nasıl Bir Zafer Kazandırabilir

 dormammu vs dr strange ile ilgili görsel sonucu

     Kendinizden çok daha üstün bir güce karşı nasıl zafer kazanabilirsiniz? Bu souryu herkes kendine sormalı. Çok basit veya çok karmaşık olması farketmez sizden güçlü birine karşı nasıl zafer kazanırsınız?

     Bu gücün illa fiziksel olmasına gerek yok. Maddi olabilir psikolojik olabilir kültürel, otoriter, kraker bile olabilir. Peki nasıl kazanırız. Kendi uyguladığım test edilmiş onaylanmış formülümü paylaşıyorum. Bi kere size ilk hatanızı söyleyeyim. Haklı olmadığınız bir savşa girmeyin. Siz emperyalist veya faşist misiniz ki böyle bir savaş veriyorsunuz. Hatta bunun diğer bir adımı ki bu daha vahim bir durumdur kendini haklı sanmak. O şeyleri zaten organizma veya diğerleri olarak sınıflandırıyoruz ve geçiyoruz. Bir numaralı altın kuralımız buydu haklı değilsen savaşma hatadan dönerek en mantıklı karı elde etmeye çalış buda bir zaferdir(bana göre). İkinci ve hepsinden daha önemli olan kural ise şu kendinin haksız olduğunu kanıtlmaya çalış. Evet bak bu birinci kuraldan daha önemli. Neden evet neden kendimin haksız olduğunu kanıtlamaya çalışayım(bunu kendi kendinize yapın). Çünkü bu sizin empati kurma yeteneğinizi geliştirir ve karşınızdaki kişinin savaş taktiklerini çözmeye çalışır ama size daha önemli bir şey sağlar. Eğer kendinin haksız olduğunu kanıtlayamıyorsan muhtemelen haklısındır. İşte bu sana savaşma gücü verecek sevgili bu yazıyı okuyan genç savaşçı. Bir kural olmasa bile çok önemli olan şey savaşma gücü, morali. Morali olmayan kocaman bir ordu bile olsa zafer kazanması zor olur. Evet en önemli güç kaynağına da sahip olduğumza göre artık çok önemli olan kalan kısma geçiyoruz. Kaybedin. Kaybedin. Kaybedin ve kaybedin. Kaybedin ama ne olursa olsun tekrar saldırın bazen savunma yapın ama mutlaka tekrar saldırın. Sizin bu şekilde yılmadan sürekli haklı bir şekilde savaşmanız karşısında kimse ayakta kalamaz.

     Tek sahip olmanız gereken haklı olmak, motive olmak ve yılmadan her zaman ayağa kalkıp savaşmaya devam etmek. Göreceksiniz ki nasıl halledicem bu sorunu dediğiniz sorunlar karşı tarafın barış müzakeresi istemesi ile son bulacak. Sizde sonuna kadar hak edilmiş şahne bir zafer kazanmış olacaksınız.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bilmemekception

Alışmışız. Neye alışmışız? Düz görmeye. Yüzeysel ve sığ görmeye alışmışız. Tıpkı sigara içmeye, şeker kullanmaya veya sabah kahvaltı yaparken haber izlemeye alışmak gibi. Bu alışkanlıkların bazılarından kurtulmak kolay bazılarından zor. Eğer yeterince yapmazsanız bu aktiviteleri yapmanın artık aklınıza gelmediğini fark edeceksiniz. Yüzeysel veya sığ görmekten kurtulmak ise neredeyse imkansız. Çünkü bu durumda olan bir insan hangi durumda olduğunu bilmiyordur. Bilmemek ne kadar kötüyse bilmediğini bilmemek, hatta bilmediğini bilmediğini bilmemek; bilmemekception durumunda olmadığımızın hiçbir kanıtı yok. Tanrı bile bilmediği bir şey olup olmadığını bilemez. Tanrının olup olmadığını bilmiyoruz fakat biz varız. Bizim durumuzu açıklayan çok sevdiğim bir alegori var. Hiç yağmur yağarken evinize yürüdünüz mü? Peki yere bakarak yürüdünüz mü? O şeye dikkat ettiniz mi? Evet su birikintisine. İşte sonraki sefer o su birikintisine daha dikkatli bakın. Çünkü o çok ilginç bir düşünceye sahip...

Saf İyilik İmkansızdır (1)

     Size bir iki süslü, bir iki de süsüz kelime kullanarak iyilik diye bir şeyin olmadığını olamayacağını, bunun imkansız olduğunu, olsa bile sanal olduğunu anlatacağım. Sanal derken demek istediğim insanları kapsamayan bir şey olması. İnsan dışında bir canlı veya cansız varlık iyilik yapabilir fakat bu sefer de o canlının veya cansızın yaptığı şeyin iyi veya kötü olmasını yine biz insanlar değerlendirdiğimiz için bize bağlı olan fakat bizim yapamadığımız bir kavramdan söz ediyorum.   Peki neden böyle düşünüyorum? Çünkü böyle düşünmem için geçerli sebeplerim var ve bunları size sıralayacağım ve düşünmenizi istiyorum; vermek istediğiniz mantıklı bir cevap varsa e-posta olarak veya yorum olarak yazın okumaktan memnun olurum.   Şimdi gelelim iyilik var mıdır? Elbette iyilik vardır. Zaten benim düşünceme göre bir şey yoksa o şeyden haberimiz olmaması gerekir. Ha böyle dediğim zaman hemen şap diye bana yapıştırın o zaman neden ateistsin o halde tanrı var senin düşün...

Okumama Hakkına Sahipsiniz (1)

   Stephen Hawking ünlü bir fizikçi. İllaki hepimiz bu adamı duyduk, “The theory of everything” filmini izledik, karadelikler hakkındaki kısa kitabını okuduk ve evrenin kısa tarihi kitabını da gördük mutlaka. Bilmiyorum Hawking diyince sizin aklınıza ne geliyor fakat bu adam beni iki önemli konuda çok etkilemişti. Birincisi şu (ki benim yazılarımı biraz okuduysanız zaman konusuna, kader konusuna takıntılı olduğumu biliyorsunuzdur) Gelecekten gelen zaman yolcuları hiç görmüyoruz. (en azından gerçekten gelenleri) çünkü daha herhangi bir zaman makinesini icat etmedik. Evet bu söz belki ona ait değildir ama ben ona ait olduğunu bir yerlerde okumuştum. Peki burda bize ne anlatmak istiyor? Biz zaman makinesi icat ettiğimizde aslında sıfır noktasını başlatmış olacağız. Bu bizim platformumuz olacak ve gelecekten, geçmişe gelinebilecek yeri zamansal ve mekansal olarak yapmış olacağız. Biraz fazla mı teorik kaçtı? O zaman izin verin şöyle bir alegoriyle açıklayayım. İhtiyacımız olan bir...