Ana içeriğe atla

Süper Güçlerin Çözemediği Sorunların Fight Club ile ne alakası var?



    Süper güçlerin olsun istiyorsun. Belki de istemiyorsun. Ama biliyorum ki hayatının o masum dönemlerinde küçük bir kalp ama büyük hayallerin olduğu o dönemlerde belki de şimdi de. Ben de istiyorum. Herkes istiyordur inkar etsede. Peki ya neden? Dünyayı kurtarmak için mi? Neyden kurtaracaksın.? Hayır.! Süper güçlerin olsun istiyorsun çünkü süper fantezilerin var. Var olmak istiyorsun. Onaylanmak istiyorsun. Kabul görmek istiyorsun. Denedin ama bir sorun var ortada. Eskiden biraz olsun başarmıştın. Ama şuan farklısın. Rol yapmak istemiyorsun. Onaylanmak için kabul görmek için belli grupların içinde zaman kaybetmek istemiyorsun. Kendin olmak istiyorsun. Tiyatrolardan bıktın. Kendin olmamak için saçma bir şekilde oynadığın tiyatrolardan bıktın. O halde bana kulak ver çünkü şimdi sihirli sözcükleri söylemek üzereyim.

     "Hiçbir zaman tamamlanmış olmayayım, ne olur!" Bu sözü ben söylemedim. Bu söz aslında çok uzun zaman önce söylendi. Ama dur hemen acele etme. Tekrar oku. Biraz daha yavaş biraz daha düşünerek biraz daha ahenkle biraz daha brokoli. Bu gün bu yazıyı okuduğunda senden bir ricam var. Bu cümle üzerine biraz düşün. Eğer hala okumdıysan da Fight Club' ı oku. Hatta hemen oku kapat sayfayı. Mükemmel değilsin adamım. Kendini daha iyi hale getirmek için çabalıyorsun. Ama bunu kendin için yapmıyorsun. Bu yüzden asla daha iyi olamayacaksın. Bi an için gözlerini kapat. İnstagram ve facebookunu kapat. Kendinle başbaşa kal. Her gün profiline girip stolkladığın o güzel gülüşü gözleri veya malı olan kızı düşün. Onu gerçekten seviyor musun? Gerçekten..? Yoksa onu yolda geçerken gördün sorup soruşturup instasını buldun takip isteği attın geri takip etmedi değil mi? Tam bir zavallı olduğunu düşünmeye başladığın nokta işte burası ama dur biraz. Bunu sonra kendi başına düşün benim pek umrumda değil o kısım. Seni kurtarabilirim dostum. Seni tamamlanmamış yapabilirim. Zaten bun ihtiyacın yok ve olmamalı da. Bu gece uyumadan önce süper kahraman olduğunu düşünme. Bu gece o hayal ettiğin yakışıklı/güzel seni düşün. Etrafında ne kadar da çok insan toplandı değil mi? Senle selfi çekilip insataya atan insanlar falan var. Çünkü sen bunu hak ediyorsun sen lanet olası bir kahramansın değil mi? Peki o insanlar şu an nerde?

     O insanlar şu an başka yerlerde. Hiç olmayan evrenlerde. Ama garip bir nokta var. O hayalleri sen kuruyorsun. Hayalindeki senle şuanki sen aynı kişisiniz. Ama o insanlar şuanda yok neden? Hahaha çok basit. Çünkü o insanlar gerçek değiller. Seni umursamıyorlar. Sen gözlerin değilsin yüzün değilsin araban cüzdanın işin falan da değilsin. Orada biyerdesin ve bunu sadece ben ve sen biliyoruz. Peki bu sayıyı neden arttırmıyoruz?

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Eski Olması Bir Filmi İzlenmez Kılar mı?

    Geçenlerde bir arkadaşıma bir film önerdim. Muhtemelen izlemişsinizdir. Filmin adı Forrest Gump. Ben normalde bu filmi 1998 yapımı sanıyordum. Meğersem film 1994 yapımıymış. Her neyse arada sadece 4 yılcık var ne olacak diyebilirsiniz ve haklısınız size katılıyorum. Sonuçta ikiside eski filmler.    Peki önerimin sonrasında ne oldu? Filmin yapım yılını gördü ve 1994 mü sg dedi bana. Ben de sen filmden ne anlarsın kültürsüz yaratık gibi bir söz söyledim ona. Elbette arkadaşımın böyle bir tepki vermesini anlıyorum aşırı derecede haksız sayılmaz. Çünkü bir noktada ben de eski filmlere böyle ön yargılıydım, sonra bir noktada kırdım bu ön yargıyı.     Starwars sever misiniz? Hiç duydunuz veya izlediniz mi? Starwars güzeldir. Tavsiye ederim. Yüzüklerin efendisi gibi iyi ve kötünün mücadelesini işleyen etkili bir şekilde izleyen nadir filmlerdendir diyebilirim. Ben de çoğu insan gibi eski filmlere karşı ön yargılıyken (elbette 99 yapımı- 98 yapımı filmleri izlemişliğim vardı) bir gün evde

Patates Kızartmaları ve Mutluluk

   Merhaba. Size kısa bir yazıda son zamanlarda yaşadığım ve beni mutlu eden bazı şeyleri anlatmak istiyorum. Bu yazı uzaktan bakınca size belki biraz şükürcü gelebilir ama kesinlikle öyle değil. Sadece birkaç yaşanan durum ve bu durumlar karşısında hissettiklerimi paylaşmak istiyorum.     Hani söylenegelen bir şey, bir soru var ya; mutluluk nedir? Ne olsa sizi mutlu ederdi? Hiç düşünüyor musunuz bunu? Bilmiyorum. Ben de çok fazla düşünmüyorum aslında. Yalnızca mutlu olduğumda hatırlıyorum bunu. Peki nasıl mutlu olduğumu öğrenmek ister misiniz?    Belki size anlamsız gelecek bunlar. Ama lütfen sadece bir an olsun beni anlamaya çalışın. Ben patates kızartmasını çok severim biliyor musunuz. Ama öyle gelişi güzel kızartmalardan bahsetmiyorum. Böyle şekli güzel olan, güzel kızarmış ve en önemlisi de sıcak olmalı. Sıcak olmayınca sevmiyorum. Belki siz de böylesinizdir. Peki toplu bir yaşam alanında yaşıyorsanız neler olur? Yemekler pek güzel olmaz genelde. Patatesler soğuktur, birbirine yap

Unutmak İstiyorum

    Keşke bir tuş olsa. Rengi önemli değil; size hangisi hoş geliyorsa o olabilir. Kırmızı mesela. Genelde filmlerde tuşlar kırmızı renkli oluyor. Gerçi gerçekte de kırmızı renkli oluyorlar. Neyse işte. Bir tuş olsun demiştik ama bu tuş gerçekte değil zihnimizde olsun? Evet evet zihnimizde. Böyle gidip elinizle ulaşabileceğiniz bir noktada değil. Bu bir şans olsa, o tuşa uzanıp bastığınızda bazı durumlar gerçek olsa yapar mıydınız?     Tabi olabilecek durumlar tamamen gerçekçi, mesela o tuşa bastığınızda geçmişe gidemiyorsunuz, yalnızca ileriye dönük olaylar olabiliyor. Mesela hafızanızdan bazı olayları silme şansı veriliyor size. Kötü, veya gereksiz, ya lanet olsun keşke yaşanmasaydı dediğimiz türden olaylar, unutmak istiyorum dediğimiz olaylar? Ne dersiniz? Keşke olsa ama olmayacak.   Yaşım ilerledikçe keşke unutsam dediğim olayların sayısı artıyor. Sizin de artacak. illa kötü yönde değil. İyi yönde de. Keşke okuduğum veya izlediğim bir filmi unutsam da tekrar izlesem ve aynı duygula